“Kadınlarımızın Özverili Çalışmaları Sayesinde Güvenilir Gıda Ürünlerine Ulaşabiliyoruz”

“Kendimi bildim bileli boğa yetiştiriyorum” diyen çok genç bir kadın Aleyna Tütüncü. 22 yaşında bir yönetici, girişimci, besici ve bir “Usta Kasap.” Ama… Hepsinden önce babaannesinden başlayan, genç-yaşlı fark etmeksizin kadının azminin, gücünün ve cesaretinin, aile desteğiyle de birleşince, üretime ve topluma katkısının ne kadar önemli olduğunu anlatan, nesilden nesile bir “kadının gücü” örneği. Genç yaşında elde ettiği başarıları ve kararlılığıyla bugünden geleceğin dünya markası olmaya aday “Hanımağa”nın yöneticisi Aleyna Tütüncü ile birlikteyiz.

“Hanımağa, kadının gücüyle, emeğiyle, azmiyle yeşermiş, büyümüş ve bu noktaya gelmiş bir marka. Ben de babaannem sayesinde bu yola baş koydum. Geleneksel bir babaannenin torunu ve modern bir annenin kızı olarak, toplumsal ve kültürel değerlerimizle, hızla değişen dünya trendlerini birleştiren bir dengede yetiştirildim. Hayvanlarla iletişim kurmaya, onları sevmeye kendimi adadım.
Bu işe gönül verdim. Hatta, ‘Beyoğlu’ isimli, yetiştirdiğim bir Türkiye şampiyonu var. Sürdürdüğüm işte de bakış açım hep şu oldu: Kadınlar çizmelerini de giyer, rujlarını, ojelerini de sürer ve en iyi şekilde bu işi yapar. Çünkü biz kadınlar her alanda, her platformda mücadele edebiliriz.”

“BESİCİLİK VE KASAPLIK İŞİNİ YAPAN ÜÇÜNCÜ KUŞAĞIM”

“Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunuyum. Yaklaşık 15 yıldır bu sektörün içindeyim. İlgimin nedeni ise babaannem… Babaannem çok genç yaşlarından beri dağlarda at binen, ava giden, çiftçilik yapan ve Türkiye’nin ilk kadın boğa yetiştiricilerinden ve güreşçilerinden biri olan Fazilet Tütüncü… Nam-ı diğer ‘Hanımağa’. Kendisi Ege bölgesinde çok iyi tanınan, bilinen, güçlü ve üretken bir kadın. Ben de arenaya ilk ayak bastığımda 7 yaşındaydım. Yani ‘Hanımağa’nın hikâyesi babaannemle başlıyor.

“Babam da ‘Hanımağa’yı marka yaptı ve bu noktaya getirdi. Ben de, bu işi yapan ve sürdüren üçüncü kuşağım, babamın ailesinden babama ve ondan da bana… Geleneksel bir babaannenin ve modern bir annenin yetiştirdiği bir kız çocuğu olarak, babaannemden devraldığım bayrağı taşıyorum ve işletmemizde faaliyet gösteriyorum.

“Her zaman ‘biz sadece aileye çalışırız’ derim. Bu cümleyi kurmaktan da inanılmaz keyif alıyorum çünkü bütün vaktimin ve enerjimin tamamını ailemin geleceği için harcıyorum. Belki de ömrümün en güzel yaşlarını Hanımağa ile geçiriyorum ama bir markanız varsa onu ileriye taşımalı ve bunu yapacak donanıma sahip olmalısınız.”

“HİZMET ANLAYIŞIMIZ TAMAMEN GÜVENE DAYALI”

“1990 yılından beri kendi üretim ruhsatımız var ve etlerimizi kendimiz işliyoruz. Muğla küçük bir bölge olduğu için burada bizim hizmet anlayışımız tamamen güvene dayalı. Her ne kadar kasap-market konseptini kullanarak kurumsallaşma yolunda büyümeye devam etsek de ‘mahalle kasabı güvenini’ sürdürüyoruz. Sevgili Muğlalılar da bizi ‘Muğla’nın en çok tercih edilen kasabı’ yaptılar. Bu da bize duydukları güven sayesinde oldu. Bizden taze süt kuzu, süt dana ve Şenpiliç ürünlerimizle, temiz ve güvenilir hizmet alıyorlar. Biz aynı zamanda Muğla’nın et toptancısıyız, yani Muğla’ya gelip de bizim etimizi yememe ihtimaliniz yok.”

“TÜRKİYE’NİN BAŞKA HİÇBİR YERİNDE TADAMAYACAĞINIZ ÖZEL REÇETELİ ÜRÜNLERİMİZ VAR”

“Reçetesi bize ait spesiyal, niş ürünlerimiz de var. Bunlar Türkiye’nin başka hiçbir yerinde tadamayacağınız özel ürünler. Bu ürünlerin başında ‘Hanımağa Yayla Sucuğu’ geliyor. Muğla bölgesine ait bu ürünümüzü doğal baharatlar ve sarımsakla harmanladığımız %100 dana etiyle üretiyoruz. Aynı şekilde markamıza ait dana sosisimiz, pastırmamız ve kavurmamız da bize özel reçetelerle üretiliyor. Bunun yanında yine özel tariflerimizle Şenpiliç ürünleriyle hazırladığımız dönerimiz ve marinasyonlu ürünlerimiz bulunuyor. Bu ürünlerin en büyük özelliği katkı maddesi, koruyucu ve renklendirici içermiyor olması. Benim, sektörümüzde ve işimizi yaparken en sık kullandığım cümlelerden biri de ‘ne yediğini bilmek herkesin hakkı’dır. Bilinçli tüketici de ne yediğini bilmek ister, aldığı hizmeti sorgular, gıda kodeksine uygun üretilmiş ürünü tercih eder.

“Üreten ve gelişen bir Türkiye için kadınların görünür olması şarttır. Tüm dünyada kadınların iş gücüne katılımının önündeki en büyük engel toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmaması. Kadını toplumun her alanında görünür yapmak ülke yönetimlerinin ve iş dünyasının sorumluluğudur. Bu bağlamda, kadınların görünürlüğüne destek olan Şenpiliç’e, Şenpiliç Usta Kasap platformuna ve Şenlik dergisine çok teşekkür ediyorum.”

“Bir de benim kendi girişimim olan ‘ALY Beauty Collagen’ ürünümüz var. Kolajen, yüzyıllardan bu yana gelen dana paçanın ve dana kemik iliğinin şifası. Hem sağlık hem de güzellik kaynağı. Biz bu ürünün farklı dinlenme ve demlenme süreleriyle sterilizasyonunu ve konservasyonunu gerçekleştiriyoruz. Ürünümüzü pazarlarken kolajenin faydasını da anlatmaya çalışıyoruz. ALY Beauty Collagen şu an Türkiye’de çok satılan bir ürünümüz.”

“HANIMAĞA MARKASINI TÜM TÜRKİYE’DE VE TÜM DÜNYADA GÖRECEĞİZ”

“Hanımağa yerelde kendini kanıtlamış ve hedef kitlesine ulaşmış bir marka çünkü üretim hacmimiz ve pazarlama ağımızla sektörün ince ayrıntılarını yakalayarak hizmet veriyoruz. Benim ufak dokunuşlarımla birlikte artık kurumsallaşma yolunda da emin adımlarla yürüyor. Bu doğrultuda, şu an Muğla’da tüketicilerimizle buluşan markamızı çok yakında tüm Türkiye’de göreceğiz.

“Markamızı ileride dünya çapında da görmek isterim. En büyük hedefim bu. Türkiye’de bu kalitede, bu standartlarda bir hizmeti yakalayabiliyorsak, bunu dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan tüketicilere de ulaştırmamız gerektiğini düşünüyorum.”

“HAYVANCILIĞA OLAN YOĞUN İLGİM VE BOĞA GÜREŞLERİNDE YAKALADIĞIM BAŞARI KARİYER HAYATIMIN BAŞLANGICI OLDU”

“Kasaplık mesleğinin içine doğmuş olabilirim ama ben de bu işi yapmayı tercih ettim. Burada olmaktan, burada çalışmaktan çok memnunum. Küçüklüğümde besi çiftliğimiz olduğu için hayvanlarla çok içli dışlıydım, bebeklerle oynamaz, buzağılarımızla vakit geçirirdim. Sonrasında kasap dükkânlarımıza gidip gelerek yaz aylarında çıraklık yaptım. Önce kemik sıyırmaya başladım, sonra da kasaplık işini iyice öğrendim.

“Üniversiteye başlamadan önce de, sevgili babamın da desteğiyle, hayalim olan kendime ait butik bir besi çiftliği yaptık: Pembe Çiftlik… Bu çiftliği benim gibi gençlere teşvik olması amacıyla hayata geçirmek istedim. Çiftliği kurduk, ardından ben üniversitede okumaya başladım. Bir yandan okudum, bir yandan çalıştım. Gerçekten çok yoğun bir tempo içinde geçen, çok yorucu bir süreçti ve dengeyi sağlamak zordu ama ben hayvanlarla vakit geçirmekten o kadar keyif alıyorum ve mutlu oluyorum ki, bu keyif tüm zorlukların önüne geçti. Ayrıca planlı ve programlı olduktan sonra her şey yolunda gidiyor.

“Bu süreçte birçok projede de yer aldım. Avrupa Birliği Fonu ile gerçekleştirilen ‘Kadın Emeğini Gör’ projesine katıldım. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin yaptığı ‘Babalar ve Kızları’ projesinin en genç katılımcısı olarak validen ödül aldım. 15. Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda (AGROEXPO), Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’den de ‘Türkiye Genç Yetiştiriciler’ temsilcisi olarak ödül aldım. Bu büyük bir gururdu. Kısacası, bu iş beni başarıya götürürken, mutlu da etti. İşte o zaman dedim ki, ‘bu iş benim işim’ Artık kendim için besicilikten, kasaplıktan ve üretimden başka bir gelecek göremiyorum.

“Bu mutluluk hayatıma da yansıdı. Hem akademik olarak hem de sosyal olarak başarımı artırıyor. Kısacası bir yandan eğitim hayatıma devam ederken bir yandan da hayvancılık sektörüne olan yoğun ilgim ve boğa güreşlerinde yakaladığım başarı kariyer hayatımın başlangıcı oldu.”

“ÇOCUK YAŞTAN İTİBAREN ÇALIŞMA HAYATINDA OLMAM HER ORTAMDA KENDİMİ ÖZGÜRCE İFADE ETMEMİ SAĞLADI”

“Çocuk yaşta çalışmaya başlamak mesleki gelişiminizin yanında kişisel gelişiminize de çok büyük katkı sağlıyor. Örneğin, her masada oturabilecek, her kademeden insanla konuşabilecek çok yönlü bir insana dönüşüyorsunuz. Bizim mesleğimiz tamamen insan memnuniyetiyle ilerlediği için insanlarla güçlü iletişim kurmak, iyi bir diksiyona ve hitabete sahip olmak zorundasınız.

“Çocuk yaştan itibaren çalışma hayatında yer alıyor olmam bana her ortamda kendimi özgürce ifade edebilme alanı açtı. Besicilik, hayvancılık, toprakla, tarımla uğraşmak, bu alanlarda üretim yapmak hor görülecek meslekler değil, bilakis çok kıymetli işler. İnsana erdem ve hoşgörü kazandırıyor.

“Ben diğer hayvancılardan farklı olarak boğa yetiştiriyorum. Alanım tonajlı hayvanlar, yani ortalama 1.200-1.300 kilo civarı yetiştiriyorum. Boğalarla aramızda çok özel ve güçlü bir bağ gelişiyor. Yağmurda, çamurda, soğukta sıcacık yatağımdan kalkıp boğamı beslemek için geliyorum ve inanın o da bu emeğimin karşılığını arenadaki başarısıyla gösteriyor ve gözümün içene bakarak bunu ifade ediyor. Yaşadığım bu mutluluğu, heyecanı ve gururu tarif edemem.”

“BUGÜN TEMİZ VE GÜVENİLİR GIDA ÜRÜNLERİNE ULAŞABİLMEMİZ KADINLARIMIZIN ÖZVERİLİ ÇALIŞMASI SAYESİNDE”

“Hanımağa, kadın gücü, kadın istihdamı ile ön plana çıkan, çağın teknolojisini, yeniliklerini yakalayarak gelişmeye devam eden bir marka. İsminden de anlaşıldığı gibi sektörde kadın gücünün en somut temsilcilerinden biri. Elbette ki, zorluklar da yaşandı.

“Her şeyden önce maalesef toplumumuzda halen bazı önyargılar silinmiş değil. Fakat bu iş benim işim, ben bu işin içine doğdum ve bu işi yaparak mutlu olmayı, para kazanmayı öğrendim. Bu bakımdan sektörde pek çok ataerkil dinamiği kırdığımızı çok net söyleyebilirim. Bazı iş ortaklarımızın, müşterilerimizin ilk etapta gözlerinde ‘acaba’ sorusunu gördük. Ancak, 35 yıldır Muğla bölgesinde verdiğimiz kaliteli ve güvenilir hizmetle soru işaretlerinin ve ‘acaba’ların ortadan kalktığını görüyoruz.

“Türk kadınlarının Türkiye ekonomisine, hayvancılığına ve üretimine katkısını ve önemini her seferinde vurguluyorum. Ön planda olan, işin ticaretini yöneten, hesabını kitabını tutan erkekler gibi gözükse de bugün Türkiye’de küçük ve orta ölçekli tüm hayvancılık işletmelerinin düzeninin ve işleyişinin sorumluluğunun tamamı kadına aittir.

‘Temiz gıda’, ‘güvenilir gıda’ olarak tanımladığımız tüm ürünlere ulaşabilmemiz kadınlarımızın özverili çalışmasına bağlıdır. Ben de çocukluğumdan beri çabalayarak, fedakârlıklar yaparak, markamın hakkını verecek bir yönetici olmaya çalışıyorum.”

“USTA KASAP SEKTÖRDE POZİTİF REKABET SAĞLIYOR”

“Tezgâha kadın elinin değmesi, kesinlikle kasaplığa çok daha göze hitap eden, estetik bir yaklaşım getiriyor. Biz kadınlar görselliğe daha fazla önem verdiğimiz, detaycı ve titiz olduğumuz için ortaya daha iyi bir çalışma çıkarıyoruz. Ekip çalışmalarında da kadınlar daha uyumlu ve sorumluluk bilinçleri daha yüksek oluyor çünkü ne iş yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları işi çok önemsiyorlar. Kadın olarak yaratıcı gözümüz, yaratıcı bir dokunuşumuz bize yeni pencereler açabiliyor, yeni bir pazar yaratabiliyor. Biz de, sadece perakende satış yapmadığımız, aynı zamanda üretim de yaptığımız için bunun örneğini kendi markam olan ALY Beauty Collagen olarak verebilirim.

“Şenpiliç Türkiye ekonomisine katkısı olan kurumsal ve güvenilir bir firma. Usta Kasap’ın da sektöre pozitif katkısını çok takdir ediyorum. Öncelikle, sektöre ilgisi ve merakı olanlar için çok verimli bir platform. Et ürünlerinin tanımları, nasıl işleneceği, nasıl sunulacağı gibi soruların cevaplarına kolayca ulaşılabilir. Aynı zamanda üretici ile tüketiciyi de buluşturuyor. Sektördeki rakiplerin birbirini tanıyarak pozitif rekabet oluşmasını, böylelikle sektörde hizmetin iyileştirilmesini destekliyor. Usta Kasap’ta yayınlanan tarifleri de çok beğeniyorum. Çok zengin bir mutfak ve herkese hitap eden tarifler sunuluyor. Ben de yeni tarifleri merak ettiğim için Usta Kasap sosyal medya hesaplarını çok yakından takip ediyorum.

“Bence Usta Kasap bütün zorluklara karşı mücadele edip ekibinin motivasyonunu yüksek tutan, müşterisine güler yüzle ve güvenle hizmet veren kasaptır.”

Comments are closed.

Navigate